Düşündüm ki bilmediğimiz bir çok kişiyi tanır ve kendi hayatımızla ilgili de dersler çıkarabiliriz. Belki hayatımıza bir noktada yön verebilir. Ben bir tanesi ile başlamak istedim sonrası zaten gelir. Herkesi birden fazla olacaktır kesin. Çok popüler ilham kaynaklarımız var elbette onları da bilsekte hatırlarız bu başlık altında ama ben nispeten daha az popüler bir kişi ile başlamak istedim.
Carl Brashear;
ABD Donanmasının ilk Afro-Amerikan dalgıcıydı. Kaza sonucu bacağını kaybetti ve sonrasında da ilk ampute dalgıcı oldu. Kendisi derki;
Yere düşmek günah değil; yerde kalmak günah.
Zorlukların üstesinden gelmek konusundaki tutuma dikkat çekiyor. Bu dönem için uygun olacağını düşündüm.
Kendi ismini taşıyan vakıfta hizmetlerini sürdürmekte.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bir dönem Sezar’ın fotoğrafını tişörtünü dahi yaptırıp giydim. Hatta bir gün kendi işim olursa odada Sezar veBrütüs’ün portreleri olacak
Sende mi brütüs
Yeri geldiğinde aileden bile hançer yediğimiz olmuşken eş dost arkadaş demeye bile gerek yok çoğumuzun başına gelmiştir.
Alıntı olarak hikayesini de paylaşayım
Et tu, Brute? efsaneye göre Julius Sezar'ın son sözleridir. Türkçeye "Sen de mi Brutus?" veya "Sen bile mi Brutus?" olarak çevrilmiştir.
Sezar'ın Ölümü - Vincenzo Camuccini
15 Mart MÖ 44'te Julius Sezar, Marcus Junius Brutus liderliğindeki kızgın bir grup senatör tarafından sırtından hançerlenmiştir. Brutus Sezar'ın en yakın arkadaşıydı. Sezar'ın önce saldırganlara karşı koymaya çalıştığı, fakat Brutus'u görünce, bu sözleri (Et tu, Brutus?) söylediği ve karşı koymayı bıraktığı rivayet edilir.
Sezar'ın aslında bu sözleri söylemediğine neredeyse kesin gözüyle bakılmaktadır. Antik kaynakların onun ya hiçbir söz söylemeden sessizce öldüğünü ya da "Καὶ σὺ τέκνον;" (Kai su, teknon?), yani Yunanca "Sen de mi, oğlum?" (Suetonius, De Vita Caesarum, LXXXII) dediğini belirtirler.[kaynak belirtilmeli] Latince hâli William Shakespeare tarafından oyunu Julius Sezar'da kullanılmış ve ünlenmiştir.
İnsanlar bu özdeyişi ihanete uğradıklarını hissetikleri zaman söylerler.
@ŞaFaK abi eline saglik. Okulda Roma Hukuku okudugum gunler geldi aklima
Ben de cok kucuk bir ekleme yapayim.
Almanya Şansölyesi Willy Brandt’ın şu şekilde bir sozune rastlamistim, hosuma gitti. Diyor ki;
if i'm selling to you, i speak your language. if i'm buying, dann müssen sie deutsch sprechen.
Elimden geldigince Turkce’ye tercume etmeye calisirsam;
[Muhtemelen İngilizce konusan birine] Eger sana satis yapiyorsam senin dilini konusurum [Sonra Almanca devam ediyor] Eger senden satin aliyorsam o zaman Almanca konusmalisin.
Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(01-02-2021, 22:20)trooper_gs Adlı Kullanıcıdan Alıntı: @ŞaFaK abi eline saglik. Okulda Roma Hukuku okudugum gunler geldi aklima
Ben de cok kucuk bir ekleme yapayim.
Almanya Şansölyesi Will Brandt’ın şu şekilde bir sozune rastlamistim, hosuma gitti. Diyor ki;
if i'm selling to you, i speak your language. if i'm buying, dann müssen sie deutsch sprechen.
Elimden geldigince Turkce’ye tercume etmeye calisirsam;
[Muhtemelen İngilizce konusan birine] Eger sana satis yapiyorsam senin dilini konusurum [Sonra Almanca devam ediyor] Eger senden satin aliyorsam o zaman Almanca konusmalisin.
Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(01-02-2021, 21:47)ŞaFaK Adlı Kullanıcıdan Alıntı: @mennan.gokceimam çok seveceğim bir konu olmuş.
Bir dönem Sezar’ın fotoğrafını tişörtünü dahi yaptırıp giydim. Hatta bir gün kendi işim olursa odada Sezar veBrütüs’ün portreleri olacak
Sende mi brütüs
Yeri geldiğinde aileden bile hançer yediğimiz olmuşken eş dost arkadaş demeye bile gerek yok çoğumuzun başına gelmiştir.
Alıntı olarak hikayesini de paylaşayım
Et tu, Brute? efsaneye göre Julius Sezar'ın son sözleridir. Türkçeye "Sen de mi Brutus?" veya "Sen bile mi Brutus?" olarak çevrilmiştir.
Sezar'ın Ölümü - Vincenzo Camuccini
15 Mart MÖ 44'te Julius Sezar, Marcus Junius Brutus liderliğindeki kızgın bir grup senatör tarafından sırtından hançerlenmiştir. Brutus Sezar'ın en yakın arkadaşıydı. Sezar'ın önce saldırganlara karşı koymaya çalıştığı, fakat Brutus'u görünce, bu sözleri (Et tu, Brutus?) söylediği ve karşı koymayı bıraktığı rivayet edilir.
Sezar'ın aslında bu sözleri söylemediğine neredeyse kesin gözüyle bakılmaktadır. Antik kaynakların onun ya hiçbir söz söylemeden sessizce öldüğünü ya da "Καὶ σὺ τέκνον;" (Kai su, teknon?), yani Yunanca "Sen de mi, oğlum?" (Suetonius, De Vita Caesarum, LXXXII) dediğini belirtirler.[kaynak belirtilmeli] Latince hâli William Shakespeare tarafından oyunu Julius Sezar'da kullanılmış ve ünlenmiştir.
İnsanlar bu özdeyişi ihanete uğradıklarını hissetikleri zaman söylerler.
[emoji122] bu sözü hayatında bir kez kullanmayan kimse yoktur heralde.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(01-02-2021, 22:20)trooper_gs Adlı Kullanıcıdan Alıntı: @ŞaFaK abi eline saglik. Okulda Roma Hukuku okudugum gunler geldi aklima
Ben de cok kucuk bir ekleme yapayim.
Almanya Şansölyesi Willy Brandt’ın şu şekilde bir sozune rastlamistim, hosuma gitti. Diyor ki;
if i'm selling to you, i speak your language. if i'm buying, dann müssen sie deutsch sprechen.
Elimden geldigince Turkce’ye tercume etmeye calisirsam;
[Muhtemelen İngilizce konusan birine] Eger sana satis yapiyorsam senin dilini konusurum [Sonra Almanca devam ediyor] Eger senden satin aliyorsam o zaman Almanca konusmalisin.
Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Gerçekten çok doğru. Almanların dillerine verdiği önem hariç aslında bunu daha geniş algılamak lazım di mi? Bir ulusal dil olarak değil aslında. Kime bir şey satıyorsan onun diline, lugatına ve kültürüne hitap etmelisin. Bunu çok güzel öğrendiğim ve tecrübelerini gözlemlediğim büyüklerim olmuştu. Anılarım canlandı.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
@mennan.gokceimam hocam güzel bir konu açmışsınız. Teşekkür ediyorum.
Gerek uzak gerekse yakın tarihte insanlığa fikir, düşünce ve eylemleriyle yön veren, ilham kaynağı olan bir çok isim sayılabilir.
Ben kendi adıma yaşantısından etkilendiğim Albert Schweitzer'i örnek verebilirim.
Kısaca anlatmak gerekirse;
Albert Schweitzer (1875-1965), O zamanlar Alman İmparatorluğu, günümüzde ise Fransa toprakları olan Alsace'de dünyaya geliyor.
Hem felsefe hem de teoloji alanında doktora yaptıktan sonra, bir dönem din adamlığı yapıyor. Ancak, beyaz ırkın Afrika'da yaptığı zulümler karşısında vicdanında sürekli bir acı hissediyordu. Misyoner topluluğun görev tekliflerini her seferinde reddetti. Onlara misyonerlik değil hizmet vermek istiyordu. 30 yaşından sonra tıp eğitimi aldı. Avrupa'daki rahat ve konforlu hayatı terk ederek, tüm mal varlığı ile bir fransız kolonisi olan Gabon'a giderek bir hastane kurdu. Ömrünün sonuna kadar tüm hayatını buradaki insanların sağlığına adadı. Öldüğünde hastanenin bahçesine gömüldü ve artık 600 yataklı büyük bir hastaneydi. Hala hizmet vermeye devam ediyor.
1953 yılında Nobel Barış Ödülü almıştır. Sanırım hayatını anlatan bir de film var.
Edit : @ŞaFaK hocam, bu kadar söz söylemiş olduğunu siz yazınca fark ettim açıkçası.
Şöyle bir göz gezdirdim de; şu iki sözü en beğendiklerim oldu,
"Biz bilgi еdindikçе еtrafımızdakilеr anlaşılır bir hâl almaktan ziyadе daha da gizеmli olur."
"Bir insanın sahip olabilеcеği еn güzеl anıt, insanların kalbindеdir."
Ender, ille de birini seçeceksin dersen, ilkini seçerim.
(02-02-2021, 11:04)Alahan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: @mennan.gokceimam hocam güzel bir konu açmışsınız. Teşekkür ediyorum.
Gerek uzak gerekse yakın tarihte insanlığa fikir, düşünce ve eylemleriyle yön veren, ilham kaynağı olan bir çok isim sayılabilir.
Ben kendi adıma yaşantısından etkilendiğim Albert Schweitzer'i örnek verebilirim.
Kısaca anlatmak gerekirse;
Albert Schweitzer (1875-1965), O zamanlar Alman İmparatorluğu, günümüzde ise Fransa toprakları olan Alsace'de dünyaya geliyor.
Hem felsefe hem de teoloji alanında doktora yaptıktan sonra, bir dönem din adamlığı yapıyor. Ancak, beyaz ırkın Afrika'da yaptığı zulümler karşısında vicdanında sürekli bir acı hissediyordu. Misyoner topluluğun görev tekliflerini her seferinde reddetti. Onlara misyonerlik değil hizmet vermek istiyordu. 30 yaşından sonra tıp eğitimi aldı. Avrupa'daki rahat ve konforlu hayatı terk ederek, tüm mal varlığı ile bir fransız kolonisi olan Gabon'a giderek bir hastane kurdu. Ömrünün sonuna kadar tüm hayatını buradaki insanların sağlığına adadı. Öldüğünde hastanenin bahçesine gömüldü ve artık 600 yataklı büyük bir hastaneydi. Hala hizmet vermeye devam ediyor.
1953 yılında Nobel Barış Ödülü almıştır. Sanırım hayatını anlatan bir de film var.
Çok güzel sözleri de varmış biraz baktım .
bir sözünü de mesajı editleyerek yazarsanız konu tama istenildiği gibi ilerler.
Bakalım aynı sözünde mi bileşeceğiz ? @Alahan